9 Ekim 2015 Cuma

FİLMEKİMİ NOTLARI:

CAROL, Todd Haynes'in Patricia Highsmith'in sonradan 'Carol' adıyla yayınlanan otobiyografik romanı 'Tuzun Bedeli'nden uyarlama filmi. İlk baştakiler hariç, Todd Haynes filmlerinin özelliği dönem anlatan dekor-kostüm, renk, müzik gibi şeylere fazlaca bel bağlamasıdır. Aşağıdaki gibi eşarp bağlamış kadınlar görürseniz bilirsiniz ki, Haynes'in ellili yıllar Amerikasının suçlu, gizli, hem donuk hem ışıltılı, idealize  atmosferindesiniz. Duygular hafif bastırılmış, bu yüzden sanki daha 'sexy', daha heyecan vericidir. 'Carol'ın farkı, bu tür kozmetik duygu durumu bildirimlerine mükemmel uygun bir yüz olmasına karşın oyuncu olarak bu 'kolaylığa' metelik vermediği anlaşılan Cate Blanchett. Arasıra Cahide Sonku'ya hatta Ayfer Feray'a

ve tabii bir sürü Hollywood ve 'Madmen' kadınına benzese de, Cate Blanchett belli ki kahramanın duygu durumlarını kurcalamayı daha ilginç buluyor, bunu da bize hissettiriyor. Daha tecrübesiz ve genç birini baştan çıkarmaya odaklanmış zengin, ayrıcalıklı kadından gerçekten aşık, silahlarını bırakmış bir kadına,  kaygılı anneden, savaşmaya karar vermiş eşe kadar genişliyor bu repertuar. Zekasıyla rolü kavrayan ve kuşatan bir oyuncuyu seyretmek müthiş zevk, bu yüzden de filmin son sahnesi 'efsane'. Blanchett tek bir close-up'da adeta görünmez, zincirleme bir 'kimyasal reaksiyon'la sosyal görevlerini yerine getirmekte olan Carol Aird'den zafer kazanmış bir kadına oradan da düpedüz aşık Carol'a geçiyor. Filmin ilk yarısında Audrey Hepburn'a ikinci yarısında Jean Simmons'a benzeyen Rooney Mara da ellilerin, altmışların Amerikan sinemasının suskun fakat kendilerince kararlı, başına buyruk şehirli kızlarının kusursuz bir örneği oluyor.  
  

Hiç yorum yok: